Subliminal mesajlar ilk ne zaman farkedildi? Cinsel taciz olaylarının artmasında bu mesajların etkisinden söz etmek mümkün mü? Ya da bu sapkınlıkları sadece subliminal mesajlara fatura etmek doğru mu? Hepsinin cevabı haberimizde... Tüm dünyayı tehdit ettiği gibi ülkemizi de tehdit eden büyük bir sorun; Subliminal mesajlar. Gerek izlediğimiz televizyon programlarında gerek dinlediğimiz müziklerde... Hatta yoplumumuzun yapı taşını oluşturan çocuklarımızın izlediği ve masum sandığımız çizgi filmlerde... Kısacası subliminal mesajlar her yerde... Peki bu subliminal mesajlar ilk ne zaman farkedildi? Cinsel taciz olaylarının artmasında bu mesajların etkisinden söz etmek mümkün mü? Ya da bu sapkınlıkları sadece subliminal mesajlara fatura etmek doğru mu? Bu konuda çözüme giden yol nedir? RTÜK, böylesine öenmli bir meselede ne gibi önlemler alıyor ya da almalı? Tüm bu soruları Araştırmacı-Yazar Kubilay Aktaş'a sorduk. Bu konuda çok sayıda araştırması olan Aktaş, subliminal mesajların Türkiye'de en fazla 15 yıldır kullanılmaya başladığını söyledi. İşte Araştırmacı-Yazar Kubilay Aktaş ile yaptığımız röportaj; Subliminal mesajlar dünyada ve Türkiye'de ne zaman kullanılmaya başladı? Tarihçesi nedir? TÜRKİYE'DE EN FAZLA 15 YILDIR KULLANILIYOR Dünyada ilk 1950'li yıllarda sinema sektöründe kullanıldığını ve televizyon sektöründe, dijital kayıtlarla başladığını biliyorum. Türkiye'de ise çok eski değil, en fazla 15 senesi vardır. Bir kaç türk dizisinde rastlamıştım. ÇOCUK KIYAFETLERİNDEKİ VOODOO SEMBOLLERİ Ama Masonik semboller hep vardı zaten. Biz Türkler bunu bilinçli olarak kullanmadık. Şimdi yavaş yavaş kullanılmaya başlandı. Örnek verecek olursak, şimdilerde çok sık kullanılan bir sembol var; Özellikle çocuk kıyafetlerinde "Voodoo sembolleri" karşımıza çıkıyor. Cinsel taciz olaylarında subliminal mesajların etkisi var demk mümkün müdür? Böyle olaylarda, bu sapıklıkları yapan kişilerin yaş ortalamalarına baktığımızda 30-40 yaş grubu genelde ön plana çıkıyor. Bu mesajların yaş grubu ile orantısı var diyebilir miyiz? ALTINDA SADECE SUBLİMİNAL MESAJLARI ARAMAMAK LAZIM Bunun altında sadece subliminal mesajları aramamak lazım. Subliminallerin yediklerimizden tutun, düşünce sistemimiz ve düşünce bilincimize kadar etkisi var. Cinselliği hep, aşağı-yukarı, iç-dış noktasında okuduk. Aslında cinsellik, bastırdığımız ve simyasını anlamadığımız bir esmamız, latifemiz bizim. Yani kuvve-i şeheviye aslında çok değerlidir, çok yüksek bir enerjidir. "BASTIRDIĞIMIZ ŞEY İSTER İSTEMEZ BİR YERDEN KÖTÜ BİR ŞEKİLDE ÇIKAR" İnsan bedenine baktığımızda kuvve-i şeheviye, ocağı-ateşi temsil eder ama Peygamberimiz diyor ki; "Benim şehvetim namaza dönüştü." Dönüştürme adına verilmiş bir şey, bizim bölen zihniyetimiz tarafından anlaşılmamıştır. Bunun bir simya olduğunu anlamadığı için bastırır ve bastırdığımız şey ister istemez bir yerden çok kötü bir şekilde açığa çıkar. KİŞİ NEYİZ HİPNOZUNDAYSA, ONUN ETKİSİYLE VARLIK OKUMASI YAPAR Mesela adamın birine her hangi bir bina gösterip ne hissettiğini sormuşlar. Adam binanın kendisinde cinselliği hissettirdiğini söylemiş. Psikolojik bir durum olduğu için her şey onu hissettirir. Dolayısıyla biz eğer cinselliğin simyasını anlamaz, kuvve-i şeheviye'nin gücünü bilinç noktasına dönüştürmezsek, bize bina da cinselliği hatırlatacak, insan da sadece cinsel bir obje olacaktır. Yani neyin hipnozundaysa kişi, onun etkisiyle varlık okuması yapacak. SADECE KAVLİ DUA YETMEZ, FİİLİ DUA DA GEREKLİDİR Kısaca, %20 subliminal mesaj, %20 yediklerimiz, %20 anlayışımız, %20 giydiğimiz kıyafetler üzerindeki mesajlardır diyebilir. Sadece kavli dua yetmez, fiili dua da gereklidir. Subliminal mesajlar etkili midir, evet muhakkak etkilidir, fakat bir şeyi, sadece bir konuya yıkmak olmaz. GENETİĞİ BOZUK O KADAR ÇOK ŞEY VAR Kİ... Yediklerimize bir bakıyoruz, genetiği bozuk o kadar çok şey var ki... İnsanlarda tekamül varlığının farkındalığı yok. Dolayısıyla dağılmışlık olacak tabi ki. İNSAN ASLINDA KENDİ İÇİNDEKİ ÇOCUĞA TECAVÜZ EDİYOR Aslında insan kendi içindeki çocuğa tecavüz ediyor. Yani bir kişi ne yapıyorsa kendi içindeki sisteme yapıyor ve o dışarıya yansıyor. Mesela, aslında bir canlı bomba kendi içindeki sistemi öldürdüğü için, dışarıyı öldürüyor. Veya toplum kendi içinde birçok istidatlarını, yetilerini öldürdüğü, anlamadığı için canlı bombalarla imtihan ediliyor. ÇÖZÜME YÖNELMEK YERİNE SORUNA ODAKLANIYORUZ Biz herşeyden şikayet eden, her şeye kusur bulan ve geçmişini yani zor zamanlarını unutan bir toplumuz. Çözüme yönelmek yerine soruna odaklanıyoruz. Şükürsüzlük olduğu vakit kendi içimizde kendi içimizde istidat ölür ve birgün o canlı bomba olarak çıkar. Dolayısıyla kendi içimizdeki psikolojik durumlar, sosyolojik durumları doğurur. İçsel tutmumuz ne ise, dışarıdaki karşılaştığımız durum da o olur. İÇ SAVAŞIMIZ BİTMEDEN DIŞARIDAKİ SAVAŞLARI BİTİREMEYİZ İç savaşımız bitmeden dışarıdaki savaşları bitiremeyiz. Barış dediğimiz şey derinlerde soğuk bir savaştır. Fakat içerideki savaşımız biterse yani denge dediğimiz bu ruh-beden-zihin senkronizasyonu sağlanırsa çözüm sağlanabilir. Ki bu da ancak doğayla ve topraklanmayla mümkündür, doğa ile bütünleştiğimiz taktirde bu tarz sapıklıklar, kısa devre yapmış enerjiler, sosyal ve toplumsal yaşamımıza yansımaz. ATEŞLE EVİNİZİ DE YAKARSINIZ, ATEŞLE YEMEK DE YAPARSINIZ İçimizdeki kısa devre enerjiler bir güçtür fakat bu gücü kullanacak olan bilinçliliğimizdir. Bilinçsizsek, bıçakla adam öldürürüz, bilinçliysek bıçakla yemek yaparız. Gücün tarafı yoktur. Ateşle evinizi de yakarsınız, ateşle yemek de yaparsınız. Dolayısıyla içteki kuvve-i şeheviye'nin tarafı yoktur. Bu kuvve-i şeheviye'yi üretime, ilime, bilime ve yaşam coşkusuna da çevirebilirsiniz. Bunu başaramazsanız, at da bina da size cinselliği hatırlatır. FRANSA'DA MASALARIN BACAKLARINI ÖRTERLERMİŞ Fransa'da eskiden masaların bacaklarını örterlermiş. Niye biliyor musunuz? Çünkü o; bacak. Masanın bacağı da olsa insana kötü şeyler hatırlatabilirmiş. Sapıklığın boyutuna bakar mısınız? KİŞİLER İÇ YAZILIMINI DEĞİŞTİRMELİ Başımdan geçen bir olayı anlatayım; "Ayşegül ile akşam sefası" adlı bir programa konuk olmuştum. Adamın biri bizi arayarak, "Ne biçim bir program adı bu, aklıma çok kötü şeyler çağrıştırıyor" dedi. Düşüne biliyor musunuz? Bu tamamen içsel tutum ile alakalı bir durum. Kişiler iç yazılımını değiştirmeli, bunun için de doğa ile bütünleşmeli. BİLİNÇSİZLİK DÜNYAYI CEHENNEME ÇEVİRİYOR Tek bir günah var, o da enerjiyi bilinçsiz kullanmak. Onun için ne demişler; "Bilinçsiz insanlar cennete gitmiş, cenneti cehenneme çevirmiş, bilinçli insanlar cehenneme gitmiş, cehennemi cennete çevirmiş." Bu dünya bir cennet ama bilinçsizlik burayı cehenneme çeviriyor. MADDE ODAKLI YAŞARSAK, SADECE MADDİ ÇOCUKLAR DÜNYAYA GETİRİRİZ Maneviyat dediğimiz şey bizim ölüm manasını anlamamızdır. Yani "Ölmeden önce ölmektir." Tek korkumuz; ölüm. Cinselliğin de altında yatan şey budur. "Öleceğim, ölmeden önce ürün vermeliyim." Güdü tamamen bununla alakalı. Fakat bunu kısa devre yaptırıyoruz. Ruhsal ürünler dediğimiz, kendi aydınlanmamız ve uyanmamızla ilgili bir sıçrama ya da dönüşüm yapmamız gerekirken, dinin sunduğu da bu yaşamken, sadece madde odaklı olursak, sadece maddi çocuklar dünyaya getiririz. Lady Gaga gibi sanatçıların kliplerinde bu tarz sembollerin kullanıldığını ve vermek istediği mesajları zaten biliyoruz. Peki, neden özellikle çocuklar hedef alınıyor artık? Niçin özellikle çizgi filmler? ÇOCUKLARIN GENETİĞİYLE OYNANIYOR Nasıl şuan tohumların genetiği ile oynanıyorsa, toplumda da çocukların genetiğiyle oynanıyor. Çocuklar, gelecektir. Toplumun en derini ailedir, çocuklardır. En saf olana saldırıyorlar. Yani bir adamın kolunu bacağını kesmektense en iyisi genetiğini bozalım bunlar hiç hareket edemesinler mantığı var burada. Çocuk genetik gibidir, masumdur, saftır. Bir insanın bacağına sıkmak vardır bir de kalbine sıkmak vardır. Çocuk, kalptir. Sizin bildiğiniz, RTÜK'ün, bu konuda yapmış olduğu bir çalışma var mı? Ve bunların önüne nasıl geçilebilir? RTÜK BUNLARIN İÇERİĞİNİ DEĞİŞTİRMELİ Bunun jeneratörleri var, araştırması var, dedektörleri var. Bununla ilgili bir ekip kurulup subliminal mesajlara karşı önlemler alınabilir. RTÜK ya bunların içeriğini değiştirmeli ya da dediğim gibi bir ekip kurup bunları araştırmalı. MESELE ARTIK SUBLİMİNALİ DE GEÇTİ Mesele artık subliminali de geçti, artık çizgi filmlerde açıktan açıktan veriyorlar birçok mesajı. Bırakın cinselliği, öyle söylemler var ki; aslında bizim tanrılarımız uzaylılar söylemine kadar gidiyor bu mesajlar. ŞİMDİ NE YEDİĞİMİZİ DE BİLMİYORUZ Önceden topraktan çıkan genetiğiyle oynanmış şeyleri yiyorduk, şimdi ne yediğimizi de bilmiyoruz. Acaba hangi kimyanın, nasıl bir laboratuvarın ürünü? Olayı bu çerçevede değerlendirmek lazım. CARTOON NETWORK'TEKİ KARAKTERLERİ İNCELEYİN Cartoon network'teki karakterlere bir bakın. Oradaki hayvanlar ile ilgili boyutu bir inceleyin. Özellikle bir vurgu yapılır hayvanlara. Bunun yanı sıra cinsellik ile de ilgili mesajlar verilerek çocukların genetiği ile oynanmaya çalışılır. Tamamıyla algıları, dengeli düşünce sistemini bozmaya yönelik mesajlardır bunlar. "Bir kere dünyaya geldim işte, nasıl yaşarsam yaşarım" diyen kişi adam da öldürür, cinsel sapıklık da yapar. MASONİK SEMBOLLERİN ASLINDA ÇOK DAHA ÖNCESİ VARDIR Öte yandan olayın bir başka boyutu da var. Firavun'un ilmi de Allah'ın ilmidir, Musa'nın ilmi de Allah'ındır. Mesele ilmi nasıl kullandığınızdır. Yani bıçak Firavun'un elinde olursa ne olur, Musa'nın elinde olursa ne olur? Bütün o masonik semboller aslında kötü değildir. Bu sembollerin çok derin manaları var ve bunların tarihi çok daha eskidir, masonlardan da öncesi vardır. ÖNEMLİ OLAN BATAKLIKTA LOTUS YETİŞTİRMEK Bu subliminal mesajlar da tesadüfi değil. Bataklığın koku vermesi de normal. Önemli olan bataklıkta lotus yetiştirmek. Ve bataklığı okaliptuslarle dönüştürmek. Bütün bütün yok edemezsiniz bir şeyi. Ama dönüştürebilirsiniz. Yani bu çağı yok edemezsiniz ama güzel şeyler yapabilirsiniz. HELAL ÇERÇEVEDE YAPILMASI GEREKİR Cinselliği yok edemezsiniz ama onunla bambaşka bilinçlere çıkabilirsiniz. O bir esmadır, güçtür, kudrettir. Cinsellik çok büyük bir ibadettir. Ama tabi bunun helal çerçevede yapılması gerekir. Hadiste; "Eşler el ele tutuşunca, günahları parmaklarının arasından kayıp gider" diyor. Dolayısıyla, iç güdü, duygu ve düşünce senkronize olduğunda muazzam bir tablo ortaya çıkıyor. Subliminal mesaj - bilinçaltı mesaj; Başka bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya da mesajdır ve normal insan algısı limitlerinin altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır. Subliminal mesajlar insanın bilinçli dikkati tarafından fark edilemezler, ancak bu mesajların insanın bilinçaltını etkiledikleri ileri sürülmektedir. Subliminal teknikler reklamcılık ve propaganda alanlarında sıklıkla kullanılmaktadır. Dizilerde veya filmlerde karakterlerin içtiği içecek markaları, kıyafetleri subliminal mesaj örneklerindendir. Bu tekniklerin amaçları, etkisi, kullanım sıklığı ve rekabet gibi konularda ahlaka uygunluğu konuları tartışmalıdır. Marka ve ürünlerin pazarlamasından toplumun ilgi, ihtiyaç ve algısını değiştirmeye kadar birçok konuda kullanılmaktadır. Bir kişiyi, kurumu ya da ürünü kötü göstermek için o şey ile kötü olan bir nesnenin aynı temada işlenmesi subliminal mesajın en yaygın kullanılma şeklidir. Şu ana kadar yapılan çalışmalar neticesinde en bilinçli ve defansif kişiler bile bu mesajları ilk bakışta %100 olarak çözememektedir. Bu da toplumlarımızı yönlendirmeli reklamlara karşı savunmasız bırakmaktadır. Hilal Haber / Sümeyye Öztel
HİLAL HABERhttp://www.hilalhaber.com/yasam/cocuklarin-genetigiyle-oynaniyor-h25962.html
Hilal Haber